Translate

9 Nisan 2013 Salı

Su Ambalajı Konusu...


  1. Yaklaşık 5 senedir su piyasasının içerisinde bir kişiyim. Ambalajlar ile ilgili olarak birkaç şey söyleyecek bilgiye sahibim. Yaklaşık 200 civarında fabrikayı gezmiş, geri kalan 100'üyle de telefonda konuşmuş birisiyim. Polikarbon damacanalar Türkiye'de % 99 oranında kullanılıyor. Bir firma patent alarak BPA içermeyen bir ambalaj ürettiyse de dayanıksız olduğu ve nakliye sırasında kırıldığı için fabrikalar tercih etmedi. Polikarbon damacanalar başta Amerika olmak üzere tüm dünyada geri dönüşümlü olarak kullanılmaktadır. Üreticiler ve Tarım Köy İşleri Bakanlığı tarafından yaklaşık 70 doluma kadar sağlık açısından bir zararı olmadığı söylenmektedir. Bu yaklaşık ortalama olarak 2 yıl süresince kullanılabileceği anlamına gelir. Şu anda 2011 yılında olduğumuza göre 2009 modelli damacanaları kullanmak sağlık açısında riskler içerir. Modelini nasıl anlayabilirsiniz? Damacanın altında "09","10","11" gibi daire içinde rakamlar görürsünüz. Çevresinde ise 1'den 12'ye kadar rakamları. Okun yönü hangi rakamda ise o damacanın kaçıncı ayda üretildiğini anlatır. Şimdi bu durumda evinize gelen suyun damacan tarihi çok önemlidir. Bilir misiniz, Türkiye'nin en iyi markalarının 2006 model damacanalarla evlere servis yaptığını... Bu konuda bayinizi zorlayın. Elde var 1.
  2. İkinci konu; Fatih Altaylı'nın yazmış olduğu damacan yıkama prosedürü; Normal bir tesiste, gelen damacanalar önce dış yıkamadan geçirilir. Dış yıkama sonrasında sıcak su ve sağlık bakanlığı onaylı dezenfektan ile yıkanır. Sonrasında önce soğuk suyla, sonrasında ozonlu suyla durulanır. Ve sonra doluma girer. Fatih Altaylı bunu yazarken hiçbir su fabrikasına gidip görmüş mü acaba?
  3. Üçüncü konu;pet konusu. Başta ABD olmak üzere bir çok ülkede Polikarbon kullanılırken, Avrupa'da ise pet tüketimi oldukça yaygın. Orada özellikle Fransa başta olmak üzere marketlerde pet kullanımı oldukça yaygındır. PET için kritik nokta depolama alanlarıdır. Maalesef bu depolama alanları son derece sağlıksızdır ve yeterli denetim yapılamamaktadır. Pet ev tüketimi için değil, anlık kullanım için uygundur.
  4. Dördüncü konu; Cam damacana konusunda Şişe Cam'a su üreticilerinden çok fazla talep gitmesine rağmen, Şişe Cam bu talepleri reddediyor. Bu nedenle bu konuda ilerleme sağlanamıyor. Ancak üretim ve temizlik bacağına bakarsak, mevcut makina parkı göz önüne alındığında polikarbon çok daha mantıklı hale geliyor.
  5. Beşinci konu; Türkiye'de satılan arıtma cihazlarının % 99'unda hiçbir dezenfeksiyon sistemi yoktur. 5 mikronluk filtreler dezenfeksiyon sağlamaz. Sterilizasyonu etkilik sırasına göre ozon, klor ve uv sağlar. Bu sebeple tezgah altı arıtma cihazlarından üretilen sularda kimyasal açıdan arıtım sağlansa da mikrobiyolojik olarak arıtma sağlanmaz/sağlanamaz. Ölçüm yapılan TDS(total dissolved salt) ise suda çözünmüş tuz oranını söyler. Dolaylı olarak suyun sertliğini/iletkenliğini ve kireç miktarını söyler. Suyun sağlıklı ya da sağlıksız olduğunu % 100 olarak söylemez. Üreticinizden ozon, uv veya klor sistemi mutlaka istemelisiniz.
Sonuç öneri; 2010 ve üzeri temiz damacanlarla dolum yapılan damacanalara güvenebilirsiniz. Lütfen bayinizi ziyaret edip, yerlerini görün...
En kötü damacana su bile bugünkü şartlarda yukarıdakilerin tümünden daha iyidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder